THB- 0.1.1: "İDDİA"

(Kapak Tasarım Wattpad: ebrar-ky)


0.1.1: İDDİA

Bölüm Şarkısı:
Annie Lennox- I Put A Spell On You

***Bu bölüm 2 parçaya bölünmüştür. 
2 Ağustos 2016 (00.15)

ACAR DEVRAN'dan devam
Sesinden ısırmak istedim, o nasıl oluyorsa. İçimde birşeyler kabardı. Kadınları hiçbir zaman kullanma aracı görmemiştim. Ama bazı erkekler gibi, bazı kadınlar da zevkini düşünebiliyordu. O kadınlarla birlikte oluyordum ki onlar da kendi tatmini için benimle. Karşılıklıydı yani. Haksızlık, ya da kötülük yoktu. Fazlasını vaat etmemiştim. Onlara "Benimle yatın, size aşık olayım." da dememiştim.

Bu kızı gördüğümde gerçekten sertleşmiştim, etkilenmiştim, istemiştim, kendimi kontrol etmem zorlaşmıştı ve daha önce kimseyi incelemediğim kadar incelemiştim. O'nu o kadınlardan ayıran bu da değildi sadece.

Gözleri kahvenin çok acı bir tonuydu. Saçları koyu kestaneydi. Minik kalkık  burnu ve yanağında bir gamzesi vardı. Dişleri inci gibiydi, harika bir gülüşü vardı. Şişkin dudakları ve iri zeytin gözleri surat şekline tam oturmuştu. Kaşları alınmıştı ama orta-kalın arasındaydı. Audrey Hepburn'u anımsatmıştı. Bir kadın hayalimi çizsem belki sarışın yeşil gözlü bir kadın olurdu, ama bu kadın bunun büyük bir hata olacağını göstermek için vardı sanki.

 Sadece dudaklarını kıvırdığında yanaklarının üstü elmacık kemiklerini belli ederek toplanıyor, bu gülüş küçücük gösteriyordu onu. Kızın doğal bir havası vardı. Ağzını açıp iki kelime etse kasıp kavuracaktı ortalığı sanki. Bütün insanları etrafına çekecekti.

Şimdi bu söylediği beni istemeden heyecanlandırmıştı. Elinden tuttum, o masadan çantasını aldı; ben içkilerin parasını masaya bıraktım. Çıkışa ilerlettim. Valeden arabayı istedim.

Yakınlarda kaldığım otel vardı, buraya iş için gelmiştim. Çinli iş adamlarıyla yapacağımız anlaşma vardı ve bu yüzden uğramıştım Ankara'ya. Normalde İstanbul'da yaşıyordum. Arabaya bindik, son hızla otele doğru sürmeye başladım. 

Bir yandan da sağ kolum olan Recep'e gideceğim otelin önünde sabah 05.00 ten itibaren beklemesini söyledim. O saatten aşağı çıkmazdık. Bu kızın adını,kaldığı yeri öğrenmek istiyordum. Şimdilik. 

Daha detaylı bir araştırma yapma isteğimi bastırmıştım. Şimdilik. 

Nedense bir anda sinirlendim, çünkü bu kıza çekiliyordum. 

Göz ucuyla ona baktığımda daldığını, iç çektiğini gördüm. Elleriyle oynamaya başladığında, ellerine baktım, küçüktü. Ayakları da küçüktü büyük ihtimalle. Minicik bir şeydi o ayakkabılar olmasaydı. 

"Yaşın kaç?" Diye sordum. Makyajsız halini görsem 17-18 derdim en fazla. 18 dememin sebebi vücut hatlarıydı, sopa gibi kıvrımsız olsa daha küçük derdim. Sorum, sessizliği kestiği için irkildi. Göz ucuyla bana bakarken "20" dediğini duydum. Ben 30 yaşındaydım. 

Bir an için kendimi garip hissettim. Çünkü sanki kız daha genç, ben daha yaşlı olsaydım; bu kız bana evet derse, yine bu kızla olabilirdim. Tabii ki sübyancı düşüncelerinde değildim ama aramızdaki çekimi anlatacak güç bende bile yoktu. 

 Bu kadar çekingen olup "Evet, isterim." cevabı vermesi oynadığını mı gösterirdi? Emin değildim. Kız Pandora'nın kutusu gibiydi ve ben açık bir adamdım. Tam açık da değildim ama insan en azından benim üzerimden fikir yürütebilirdi.

Kızın ellerinden birini alıp bacağımın üstünde koydum. Yavaşça yukarıya götürünce elini çekti. Gülümsedim, gerçekten neden gelmek istedi ki? Ona döndüğümde ellerini göğsünde kavuşturmuştu,bana bakarken döndüğüm için göz göze geldik. 

-Neden bu kadar utangaçsın? Utangaçsan neden geliyorsun? Oyun oynamayacağız farkındasın değil mi?

-Tabii ki farkındayım. Ben utangaç değilim, sen kudurmuşsun. Canım istedi geliyorum işte. Yapalım ne yapacaksak." 

Kurduğu en uzun cümle buydu. Onu küçümsememe sinirlenmişti. Bana kuduruk da demişti. Küçük hanımın tribini çekiyordum. Dudağımın bir kenarı kıvrılırken hızlıca söylediği cümlelerden sonra aralık kalmış dudaklarına baktım. Baktığımı fark edip, hızla kapattı ve camdan dışarıyı izledi. 

Heyecanını kırmam gerekiyordu elimin altında titremesini istemezdim. Bu yüzden elimi bacağına koyup okşamaya başladım. Odağım yoldu. Yavaşça ilerlettim elimi, bu sırada elbiseyi de yukarı çektim. Baldırını sıkıp elimi sürtmeye devam ettim. 

Minik ve sıcacık elini elimde hissettiğimde ona baktım. Birşey söylemek istiyor gibi bir hali vardı. Elimi, eliyle beraber çekerek avucunu öptüm, elini çekti ve gözlerini kaçırıp:

-Şeyi bu arabada yapmayacağız değil mi ?" Dedi. Bunu sanki 5 yaşındaki çocuk gibi sorduğu için ister istemez gülümsedim.

-Neyi?"

-Yapacağımız şeyi.." biraz kıvrandırmak istedim.

-Ne yapacağız biz?" 

Cevap vermedi onu kıvrandırmamak için lafa girdim:

-İstediğin özel bir yer varsa sana bırakırım? Araba ya da otel. Benim aklımda otel vardı ama araba olsun istiyorsan.."

-Evet evet otel iyi fikir doğru bence de, hem sıkışırız arabada." Kahkaha atmaya başladım. Gerçekten bu kız normal değildi. O yüzden benleydi şuan.O da kahkaha atmaya başladı. Beraber gülüyorduk, kızın fazla kaçırdığı belliydi. 

Cümle kurarken fazla zaman kaybediyor ve şuan elini öpmeme mor olduğu halde, yaptığı bu gafa feci şekilde gülüyordu. Ayrıca küçücük haliyle koca bardak birayı içmişti. 

Otelin önüne parkedip elini tuttum, otele girdik, görevli "İyi geceler Acar Bey." dedi ve kartı alarak odaya çıktık. Artık adımı öğrenmişti. Saat 22.30 u gösteriyordu.

Kapıyı açtığımda onun gerildiğini hissettim. Bir şeyler düşünüyordu. Dalgındı. Yanına gidip düz koyu kestane saçlarına uzandım. Lastik tokayı çekip katlı saçlarının omuzlarından düşüşünü, beline dalga dalga dökülerek uzanışını izledim. Bu hatun fenaydı.

ELVİN DURU' dan
 Hayatta, gerçek annemin de koruyucu ailemin de bana beslemediği bir duygu olsa da kesinlikle sevgi denen bir duygu vardı.Hayatımda gerçek anlamda bulunan 5-6 dostumun olduğu gibi gerçekti. Birgün evleneceksem de bunun sevgi temelinde olacağını biliyordum.

Aşk insanı sevgi kadar mutlu etmezdi. İlk görüşte aşk olabilirdi. Aşk dengesizdi. Çünkü aşkın hep bir sonu olurdu bana kalırsa. Aşk bir yerde biterdi ve sevgi yoksa o ilişki artık ayakta durmazdı. Benim için böyleydi, çünkü hiç aşık olmamıştım. Bunu sadece gözlemlemiştim.

Hoşlandığım olmuştu, biriyle çıktığım. Ama körü körüne aşkı tatmadım hiç. Başka gerçek duygu da tutkuydu. Birine karşı hissettiğiniz tutku sizi bir yerlere sürüklerdi. Bana kalırsa onun da bir sonu vardı çünkü ele geçince sonu gelirdi. Daldaki elma, eldeki elmadan hep daha ulaşılmaz, kıymetliydi. 

Bu akşam saat 18.30 da Umutla kafede buluşacaktım. Arkadaşlarıyla görüşecektik. Evde hazırlanırken telefonumun zil sesini duydum. Arayan en yakın arkadaşlarımdan Denizdi. Açtım, sesi kötü geliyordu.

- Elvin, buluşacağınız kafeye gelir misin şimdi lütfen çok acil. Duyman gereken şeyler var.

- Noldu ki ? Neyse dur, geliyorum tamam. " dedim ve telefonu kapattım. 

Hemen telefonumu ve cüzdanımı alıp evden çıktım. Kafe yürüme mesafesindeydi. 5-10 dakika sonra kafeye girecektim ki hemen biri beni kenara çekti. Deniz.

- Kızım dur iki dakika ya hiç ajan ruhu yok sende de!" Gözlerimi devirdim. Beni kafenin arka kapısından içeri soktu ve tezgahın altına sakladı. Tezgahın hemen önündeki masanın konuşmalarını duyabiliyorduk. Umut'un yanında önceden gördüğüm ve bugün beni tanıştıracağı arkadaşlar arasında oldığunu düşündüğüm 3 arkadaşı konuşuyordu. Saat daha 18.00 ydı yani erkenden gelmişlerdi.

- Oğlum, ben de Elvin'i tavlardım. Ama o kızla uğraşacağım zamana en az 5 kız bulurum. "

- Eminim oğlum, eminim ondan dolayı istemedin. Aramızda ilk Umut söylemese ben de düşünürdüm. 

- Daha iyi keseyim diye aynı spor salonuna yazılmıştım lan. Harika bir vücudu var kızın. Asi hareketleri, kalçaları, göğüsleri falan. Tek kusuru boyu kısa. Umut dediği gibi bu kıza binsin mecbur vericez aramızda 50'şer bin ₺" bunu dedikten sonra sinirden elim titresede devamını dinlemek istedim.Çünkü bazen insanlar cümlelerin devamında farklı bir şey söyleyebilirdi, ya da o an Umut'a en azından insan olarak değer verdiğim için konduramamıştım. 

Ayrıca bildiğim kadarıyla kadınlar Havva'dan beri araba değildi. "Umut Bey önce bir yavaş binsin." diye geçirdim içimden. Yoksa bineceği şey ben değil, en uzunundan bir kazıktı. 

- Aynen oğlum. 3 ay dedi bak bitişe 2 hafta kaldı. Kız eğer lisede yapmadıysa bakire diye düşünüyoruz. Çıktıklarına felan sorduk 2-3 kişi zaten toplam onlar da hiç bir şey yapmamış. İlk kim alırsa o kazanır dedik diye gaza gelip '3 ay' dedi angut. 2 haftada nasıl yatağa atıcak acaba?" Dediklerinde daha fazla dinlememe gerek yoktu çünkü bu sefer Sinem diye bir kızın vücudu hakkında konuşmaya başladılar. 

Onların yanına gidip ağlayarak, saçma sapan cümleler sarfetmeyecektim. Buna gerek yoktu. Deniz'e gelmemesini söyleyip dışarı çıktım. Telefonumdan Umut'a mesaj attım."Gelmiyorum bugün işim çıktı."  

Ona küfretmenin de mantığı yoktu 2 aylık emeğini boşa çıkararak onu yok saymak en büyük şeydi zaten. İntikamım kısmen buydu. Ona edecek laflarım vardı. Diyeceklerimi sindiremeyip, yine üstelerse de; kıymetlisine bir tekme vurur, eğilince de suratına bir yumruk çakar gönderirdim.Tabi kendimi kaybetmezsem.Bir tekel bayiden bira alıp yürümeye başladım...

Yaşadıklarımın hepsi tekrar aklıma gelirken yapacağım şeyi kınamadım. Bir toplu erkek grubunun kadınları bu şekilde küçümsemesi hala yanlıştı. Bir kadının cinsel ilişkilerini iddia konusu yapmak da öyle. Bekaret almak iddia yapılacak bir olay da değildi. Fiziksel görüntülerini konuşmak da adamlık değildi. Erkeklik olabilirdi. Beni gerçekten seven insan, zaten küçüklükte sadece rahmimi korumaya yarayan bi et parçasını önemsemezdi.

***
Sevin,sevilin. ❤️❤️❤️↞↠♡

Yorumlar

  1. Casino Slots Provider Review - JetVideos
    Casino Slots 창원 출장마사지 Provider Review for 남양주 출장샵 the best online slots in Las Vegas. Slots Casino is an 세종특별자치 출장샵 award-winning brand offering the best online 경주 출장샵 gaming platform 태백 출장마사지 for users

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

THB- 0.1.2: "BU KIZ"

THB- 0.7: "KABUSUN TOZLARI"

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler