THB- 0.8: "ACAR DEVRAN VİKİPEDİSİ"

0.8: "ACAR DEVRAN VİKİPEDİSİ"

Daha 2 bölüm önce 13 K diye seviniyordum şimdi 89 K olmuş ahey ahey! İlginiz için çok teşekkür ederim😍😍 Oy veren, YORUM yapan ve okuma listelerine ekleyenlere de ayrı teşekkür ve öpücükleeer Acar'dan. İyi okumalar 😛🎈

16 Eylül 2016- 20.34 tarihinde yayımlanmıştır. 

ACAR DEVRAN'dan

     Bu sabah, Umut itinin arkadaşlarıyla karşılaşmıştım. Sabah Elvin'i aramak yerine okuluna uğramışken, bir önceki günkü ziyaretimde beni gören Umut'un arkadaşları önümü kesmişti. Neymiş, Umut en son Elvin'i görmeye gitmiş. 

Gelmemiş, ertesi günü okulda Elvin'in yanında hiç görmedikleri bir adam görmüşler. Bu ben oluyorum. Şüphelenmiş götler. 

Üçü de Umut'tan geçinen zavallı çocuklardı. Birbirileriyle konuşmalarından adlarını öğrenmiştim. Bilgilerini Recep sayesinde almıştım. Kozlar benim elimdeydi.

     Ulan bir de Elvin sanki Umutla sevgililermiş gibi konuşmaları yok mu? Şeytan diyor topla piçleri, at Umutla aynı yere. Zaten iddiayı başlatan da, benim pamuğumu üzen de bu piçler değil mi? Sikime saymadan ilerledim. Adımla sesleniyorlar bir de? Ulan adımı, şanımı biliyorsan asıl hangi yürekle önüme çıkma cürretini gösteriyorsun? 

Piçirik veletler. 
Elvinle yaşıtlar. 
Elvin de velet. 
Ama o benim veledim.  
Bu itler kiminki oluyor? Umut'unkiler.
Umut kim? Elvin'e dokunmak isteyen piç.
Ben kimi öldürürüm? Elvin'e dokunmak isteyen piçleri.

    Elvin'e de sert çıktım durup dururken. Taş gibi de oldu geldi bara. Bir de şarkı da söyledi, bende kayışı kopardı. Tabi şarkı söylerken neler getirdim aklıma hesabını yapmayayım. Ve bu anımızı da güzelce korudum. 

Mesaj geldi sıkıyorsa çık dışarı tek, diye. Umut'un arkadaşları. 

Bulmaları zor olmamıştır çünkü zaten tuvaletlere yazılan numaralar gibi oldu numaram. 

   Tanınmayagör, haftada 1 numara değiştirmek rutin oluyor. Hele birlikte olduğun bazı kadınlar numaranı kaydediyorlarsa. Arıyorlar bir de, kendimi erotic shoplarda satılan şişme bebek gibi hissediyorum. Kullanıma hazır, 7/24 açık. 

   Velhasıl kelam, çıktık dışarı.  O değil de bunlar sabah 3 kişiydi? Sokak köpekleri gibi toplanmışlar. 

Sarışın olan konuşmaya başladı. Kanca gibi burnu, iplik gibi dudakları vardı. Konuştuğunu dişlerinin gözükmesinden anlıyordum. Yapılı bir şey değildi, ama egosu bir vücuda bürünse iyi bir vücut çıkabilirdi. İçi boş egolu insan. Hiç haz etmem.

-Eee biz sana arkadaşımızın nerede olduğunu sorduk Acar Devran. Son çıkış. Umut nerede?"

-Umut, şimdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansızmış be göt lalesi. Adımı ezberlermişsin bir de kıyamam gel bir imza çakayım sana." Derken sabahki gibi dalgayla söylendiğimden, sinirlenmişti. Onları ciddiye alamıyordum. Genelde ciddiye alamadığım zaman da insanlarla alaylı konuşurdum. Esmer, mavi gözlü, boynunda zincir bulunan, kıro ve yapılı duranı çıktı öne. Elvin bunu görse, bana kıro dediği için utancından ölürdü. 

-Sen buradan sağ çıkamayacaksın ama. Elvin'e mi güveniyorsun lan? O kızı Umut altına alacaktı. N'oldu, grup mu yaptınız?" Bunu demesiyle diğerleri gülmeye başladı. O an kalbim sıkıştı sanki. Kan sıçradı beynime.

Adını kullanmaları bile o kadar zoruma gitti ki işim bittiğinde ağlayacaklardı. Son arkadaşı sarışın, minik burunlu olan, hala arkadaşının lafına gülerken öne çıktı:

-Noldu? Umut ağır mı gelmiş? Oğlum yüklenmese miydik acaba kıza? Bu ayı da girmişse, kıza ağır gelmiştir." Tekrar güldüler. Bunlardan ülkede kaç tane vardı? 

-Siz iki sarışın. Umut'un taşaklarını yalayarak geçinirken, ben Umut'a taşaklarını yedirdim haberiniz var mıydı?" Sesleri kesildi. "Yok sanırım. Esmer olan. Anıl mıydı? Ah, bir de sen küçük, tasmalı puşt. Arkadaşınızın üvey babasının parasını yemek mi? Zaten Umut'u da sevmez. Sizi de en yakın zamanda gözden çıkarır. Nasılsa arayacak soracak, sizi sikine sayacak bir yakınınız yok? " dedim. 10'undan da ses çıkmıyordu.

-Ee bütün mallar toplanmışsınız. Ben tek erkek, hepinize yeterim diye herhalde. Şimdi hala Umut'u merak ediyor musunuz? Yoksa kendiniz için endişelenmeye... Başladınız mı?" Hepsi bir adım öne atmamla, bir adım geri çekildiler. Bir de bazılarının elinde sopa, muşta vs. olmasına rağmen. 

-Elvin'in adını ağzına alıp, bu iddia olayında yer alan? Üçünüz öne çıkın. Diğerleri gidebilir." Tam gideceklerken, üçlünün kaş göz işaretleriyle kaldılar. Sokakta topuklu ayakkabı sesi yankılandı. 

Sinirliydim zaten. Elvin'in geldiğini görünce daha da sinirlendim. Gitmesi için resmen gözünün içine baktım ama oralı olmadan, cat walk manken yürüyüşüyle, yanıma gelip durdu. 10 erkeğin de Elvin'i baştan sona süzmesi sinirimi bozmuştu ki Elvin'i arkama çektim. 

Sarışın olan hiç beklenmedik bir şekilde atak yaparken, O'na zarar gelmesin diye iyice arkama ittirdim. Ve sağ yapıp vücudumu eğerek boşluktan çelme takıp, sarışının düşmesini sağladım. Kaburgasına sert bir tekme atıp, üstüme gelen Anıl'a yumruk attım. 

Suratıma darbe aldığımı hissettiğimde, muştanın tadını da almış oldum. 

-Hadi ama yapabildiğinin en iyisi bu mu?" 

Anıl'ın bileğini kırarak, sıradakinin sopasını tuttum. Belinden kaldırarak, gelen diğer 2 kişinin suratına denk getirdim. Son sarışın hala korkudan geride pusmuştu. Ama sıra gelecekti. Birden bir hareketlilik hissettim. Bir bağırış. Bir koşuş. Omzumu tutan bir el. Ve bir ses:

-Allah Allah Allah! " 

Elvin.

Ulan, kadın kadın değil, Osmanlı Ordusu!

**
Elvin DURU'dan

      Beyinsiz Acar'ın itmesiyle bayağı geriye düşmüş, onun dövüşmesini izlemiştim. İçinde bulunduğum donuk halden çıkıp kenardan bulduğum bir demir sopayla işe koyuldum.

" Allah Allah Allah" eşliğinde koşup Acar'ın omzuna elimi koyarak destek aldım ve ayakkabımın uzun topuğunu,  kalkacak olan adamın burnuna geçirdim. 

    Burnunu tutarak düşmüştü. Elimdeki sopayı diğer adamın sopasını fırlatmak için kullandım. 

Ve bana vurmak için kullanılan bir hamleyi tersine çevirerek darbenin, sopasını fırlattığım adamın yüzüne gelmesini sağladım. Elimdeki adam geriye düşerken, Acar da adamlarla uğraşırken bir çırpıda botları çıkardım. Hiç kimse kızla uğraşmıyor, Acar ayısına gidiyor ne güzel. Evet, harika. Çorapla ama rahattım artık. 

       Bir elimde botum, bir elimde sopayla halledebilirdim, sanırım. İri yapılı bir adam üstüme gelirken sopayı çevirerek kısa bir anda yırttım. Tabi suratıma yumruk yemiştim. Ona aparkat yumruk atıp kurtuldum. Acarla sırt sırta verip bana hamle yapmaya çalışan adamla dövüşmeye başladım. Her hamlesinden sıyrılmaya çalışırken, çok kötü bir tekmeyi karnıma yedim. 

     Sonunda perende atarak kafasını karıştırdım, Acar onun erkekliğine vurdu ve ben de sopayla sert bir şekilde bacağına ve kasıklarına vurdum. Elindeki beyzbol sopasına benzeyen sopayı aldım. 

Sopayı kullanarak, Acar'a bıçak çeken, Umut'un sarışın çelimsiz arkadaşına, arkadan yanaşıp ensesine sert bir şekilde vurdum. Son adamı da devirmenin sevinciyle Acar'a bakarken bana şok olmuş bir şekilde bakıyordu. 

     Evet adamlarla o başa çıkabilirdi ama ben isteyerek yardım etmiştim. Acar, sadece beni korumuştu. Onun hiçbir suçu yoktu bu konuda. Allah'tan Umut olayında olduğu gibi kilitlenmemiş, dövüşçü kişiliğimi konuşturmuştum. Şoktan çıktı bağırdı, hatta kükredi. 

-Sen gerizekalı mısın? Ne diye giriyorsun? Ulan ittirdik değil mi? İTTİRDİM!!!!" Boynundaki damarlar çıkmıştı. Tamam Hulk'u biraz andırıyordu. Ve üstelik botum olmadığından şuan karşısında 1.60 tım. Tepemden bakınca daha da korkunç duruyordu.

-Ben olmasam, bu insanlarla karşılaşmazdın bile. Asıl bu benim olayımdı. Dayak yesem de olurdu. Olaylara şahit ve neden olup, prenses gibi oturamam." Diye bağırırken yerden kalkabilen adamlar koşarak kaçıyordu. 

       Ali, Görkem, Deniz bardan çıkıp, hızla yanımıza geldi. Ali direkt Umut'un yerde yatan arkadaşına bakıp kaşlarını çatarken, Deniz "Hiiii" diye bir ses çıkarıp yanıma koştu. "Elvin, yüzün" derken, iyi olduğumu söyleyip yerdeki ayakkabılarımı, Deniz'in getirdiği ceketimi giydim. 

Bizimkiler de Acar'dan olayı biraz sansürlü olarak dinledi. Tabi Deniz "Bu gece her şeyi öğreneceğim." bakışıyla bana bakıyordu. Acar'ın arabasından ilk yardım çantasını çıkarıp, Acar'ın yanına otururken Aliyle Görkem, Umut'un arkadaşlarını tehdit ediyorlardı sanırım. Acar'ı bilerek göndermemiştim. 

Bir daha saldırmasın diye. Çünkü hala oraya kilitlenmiş gibi bakıyor, kendini sıkıyordu. Güzelce delirttiniz adamı. Gazamız mübarek olsun. 

Deniz de patlayan dudağım için, bardan buz almaya gittiğinde, Acar'ın elindeki sıyrıkları temizleyip pansuman yaptım. Çantayı toplarken elimi tuttu.

-Kusura bakma ulan. Anla ama o an sana bir şey olsa, benim dikkatim tamamen dağılır. Bir şey olur sana diye kızdım."

-Seni anlıyorum. Ama bana bağıramazsın. Ve tabiki kavgaya girerim. Konu benimle ve benim yanımda olan biriyle ilgiliyse içimdeki..."

-Mike Tyson çıkıyor?" Derken gülmüştü.

-Şey, evet o çıkıyor." Aslında içimdeki korumacı tavır diyecektim ama olsundu. Bu da öyle bir şeydi. Sanırım. Acarca. 

Denizin getirdiği buzu ben dudağıma Acar yüzüne koyarken, Ali ve Görkemle biraz daha takılmış onların gitmesiyle de toparlanarak Acar'ın arabasına binmiştik. Arkaya binmek istesem de Deniz ayıp olacağını söyleyip, beni zorla öne oturtmuştu. Yolda ilerlerken eve yakın bir markette Acar'ı durdurttum. Çekirdek,cips, kola, ice tea, kraker, çikolata, danino tarzı şeyler ve genelde hep kendim yapsam da hazır pizza-patates  alıp geri geldim. 

-Yuh. Markette yatsaydınız. Eve taşımasaydın bu kadar şeyi bebeğim." Derken göz göze geldiğim Deniz de ve çaktırmasam da ben de gülmüştüm. Ama kuyruğu dik tutmak zorundaydım. 

-Senin paranı yedim sanki. Bu gece kızlar gecesi az bile bunlar." 

-Alın alın da, başka kızlar gecelerine de bir şeyler bıraksaydınız." Derken bu sefer dayanamamış, sesli gülmüştüm.

-Üzülme Acarcığım, 1-2 reyon bir şey de senin partine bıraktım." Gülerken beni öyle tuhaf süzdü ki, utanıp bakışlarımı kaçırdım. 

***

-Evet, veda vakti kedicik. Kurtuluyorsun benden." Derken yüzünde yarım bir gülüş vardı. Hiç de kurtulmamıştım aslında. Çok şey sığdırmıştık şu birkaç güne. Yarın gidecekti ve ben de şimdi Deniz'in bulunduğu, yarın bomboş kalacak evime girmeden onunla konuşuyordum.

-Şey..iki hafta sonra açılışa geleceğim. Sen de gelirsen karşılaşırız kurtulmam senden tabii. Hem hayret, gitmeyeceğim buradan, ya bulaşırlarsa sana bir daha demedin?"

-Çünkü birkaç adam taktım."

-Acaaar!"

-Elvin, cırlama boşuna. Sen de gördün. Bana yine bir şey olmaz. Ama senin güvende olman lazım. Hem hissetmezsin bile korunduğunu." Doğru hissetmezdim. Onun kadar yakınımda olmayacaklardı ki. Sarılmayacaklardı da. Tabii bunu asla istemezdim onlardan. 

-Acar, merakımdan soruyorum. Ada'yla bir ilişkin, yani yakınlığın var mı? " bu soru onu düşündürmüştü ama öyle değilmiş gibi yapıp cevap verdi:

-Şey... Hayır. Yani ailevi nedenlerden dolayı görüşüyoruz ama yakınlığımız, ilişkimiz yok. Yıllar önce bitti o. 2 yıl önce kadar." İnanmayı çok istedim, kendimi kandırdım. 

-Her neyse Devran. Korumaları görmem umarım. Vedaları sevmiyorum ama...Görüşürüz..." 

-Görüşürüz Duru. Görmezsin. Bende sevmem ama.." Derken kolumdan tutup kendine çekti. Sarıldığında karşılık verdim. 

Belki bir daha fırsatım olmaz diye. Yetmeyecekti belki de. O yüzden geri çekildim hemen.

-Dikkat et kendine. Yaşlandın ama ölme sakın. Bir kez daha göreyim seni." 

-Ölmem inşallah güzelim. Kendine iyi bak. Görürsün. İstanbul'da." Derken ellerini ceplerine sokmuş, arabasına yaslanmıştı. 

-İstanbul'da." Diye tekrar edip, apartmana ilerledim. Gözlerim dolmuştu. Bu yüzden hızla zile basıp, apartman kapısından içeri girdim. Dış kapıda duran Deniz merdivenleri çıkar çıkmaz beni içeri çekti ve onun kollarında ağlamaya başladım. Şu birkaç gündeki her şeye.

***
-Kızım olanlara inanamıyorum resmen şok! " diyen Deniz'e göz devirdim. Pizza ve patateslerimizi bitirmiş, cipsleri ve çikolataları ice teayle götürmüştük. 

Şimdi çekirdek çitliyor, kola içiyorduk. İzlemesek de televizyonu açmıştık. Arada düşünmek için televizyona bakar gibi yapıyordum. Üzerimizde ikimizde de bulunan, takım olan, pembe üstüne inek figürlü pijama altı ve üstünde de inek memesi olan üstlüğü giymiştik.

İnek üstlüğünün göğüs kısımlarında inek memeleri vardı. Deprem olsa sokağa çıksak utançtan ölürdük.

-Elvin bir şey soracağım ama kızma..." Kesin kızacağım bir şeydi. 

-Sor kız sor. Merak iyi değil bir yerin şişer." Kafama yastık attı.

-Meraktan değil, o can bir şey çekince denir. Her neyse... Şey o gece... Canın yandı mı?" Deli gibi öksürmeye başladım. Hayır hayır utandığımdan değil. Çekirdek kabuğu kaçmıştı boşluğuma gelince. 

-Deniz ne bu ahiret soruları ya şimdi?" Boğazımı tutarak kolayı dikip, bir bardak daha koydum.

-Cevapla işte ölür müsün? Merak ettim..."

-İyi tamam, bakma öyle suçlu gibi...Şey, aslında hayır. Hani iple bıyık alırken bir anlık acı olur ya öyleydi. Yani ben öyle hissettim. Zaten 5 saniyede falan geçti yani... Acıyı pek hatırlamıyorum." Derken gerçekten kulaklarıma kadar kızardığıma emindim. Deniz de yerinde hızla doğrulup dudağındaki çekirdek kabuğunu tükürdü.

-Kalk kız kalk! Dolaptan daninoları getir. Kız gecesi asıl amacına ulaşıyor!" hiçbir şey anlamasam da ayağa kalkmış, mutfağa gidecekken sormadan edemedim:

-Hangi amaçmış o?" 

-Stalk güzelim. Stalk. Deli gibi Acar Devran araştıracağız.

-Acar Devran Vikipedisi ?

-Acar Devran Vikipedisi yavrum. Acar devran vikipedisi." derken yavrum lafını Acar gibi söylemişti. Gözlerimi tavana kadar devirip, mutfağa giderken, göz devirdiğimden, kapıya kolumu çarpmıştım. 

Her şey vikipedi içindi. Kız gecesi için...

***
     Yaklaşık 2 saattir Acar hakkında bir sürü şey öğrenmiştim. Resmen kullandığı iç çamaşır markasına kadar biliyordum. Gerçi bunu öğrenmiştim ama her neyse. 

     En büyük hobisi flyboard yapmakmış. Nasıl yapıyor ki onu ya? Ben su üstünde falan uçamam öyle.

-Sağ ol Deniz. Acar'ın hücrelerine girdik vallahi."

-Bak kızım Ada ile resimleri... Bu kızın da karakteri fitne fücurcu, kötü bir şey olmasa çok fena olurmuş da işte..." Derken Acar ile objektiflere gülümseyen fotoğraflarını görmüştüm. Çok... Yakışmışlardı. David-Victoria Beckham gibi... Biz de Acarla daha çok şey gibiydik...

Fikret Engin ve Murat Özarı? 

-Vaay, 10 yıl önce yani bizim yaşımızdayken (20) beyaz köpekbalığının bulunduğu suda jet skiyle yakıtı bittiğinden kalakalmış ve sonra kurtarma ekipleri tarafından helikopterle kurtarılmış. Açıklamasında da köpek balığını çok uzaktan gördüğünü; onu, sevenlerinin dualarının koruduğunu söylemiş. Su sporlarına,NBA maçlarına, futbola merakı fazlaymış." Deniz'e "Ay Götüm!" numaralı bakışımla baktım.

-Merak kediyi öldürür derler. Ah o balık dibine girseydi onun o egosunu da, görseydim. Kesin bu manyak Recep İvedik gibi kafa atardı köpek balığına. Ya da yavrum, güzelim diye diye onu da delirtirdi! Şansı varken yemeliymiş balık. Yazık olmuş. Belki onun da peşine adam, kamera felan da takar bu manyak kim bil.."

-Dur bak bak bu annesiyle babası, bu da babaanesiymiş. Aaa kız kardeşiyle, ağabeyine bak. Yalıda hep beraber yaşıyorlarmış, yalıya bak ohaaaaaaa...." diyen Deniz kendi benliğini resimde kaybederken ben kız kardeşini tanımıştım. Kesinlikle kokteylde tanıştığım kızdı. Deniz Asu Devran.

-Kız kardeşini tanıyorum. Seninle adaş hatta. Deniz Asu Devran." Deniz'in ağzı mümkünmüş gibi daha da açıldı. 

-Ohaaaaaa! Daha neler duyacağım yüce Mevla'm! Kızım, o gereksiz ordusu sosyeteden birkaç kişiyle konuştun ve biri Acar'ın kız kardeşi! Bizden 2 yaş büyükmüş. Yani Ali ve Görkemle yaşıt." 

-Çok tatlı bir kızdı. Sohbeti harikadır. Evet geçen yıl tanıştığımızda 21 yaşında olduğunu söylemişti." 

-Abisi de 34 yaşında... Acar'ın instagramında 2m takipçisi olmasına kaç puan? " derken Behlülle Bihter'i öğrenen zavallı, şaşkın Beşir gibi bakıyordu. Yada dehşet içindeki Adnan Ziyagil? Her ikisi de. 

-Dur bir bakayım şuna." Dedim ve aldım elime laptobu. Her inişimde daninoyu katlettim.

Hesap normal adam hesabı değil, teşhirci hesabı resmen.

Ben bu kadar frikik vermiyorum. 

Bak bir de havuzda çekilmiş. Klorlarda öl inşallah.

Tövbe tövbe!!!

İyi ki kötü davranmışım şuna, şu havalara bak, bak bak!

Ah kim kendi koyduğu fotoğrafa "Broad Shoulders"(Geniş Omuzlar) yazar ve bu fotoğrafa birsürü insan övgü dolu yorumlar atar?

Ben de hiç resim vermeyerek, sosyeteye dalmayarak 10 bin takipçide sürüneyim. Aferinler bana. 

Ben açıyor muyum vücudumu kamu malı gibi? Marketteki bedava kürdanlı sucuklar gibi? 

Big booty and big titties (Koca popo ve koca göğüsler) yazıyor muyum ben? 

Hayır, sadece böyle vücutla insanların bir yerlere gelmesi hoşuma gitmiyor. Bütün sebep bu. Evet.

Ve birsürü insanın yorumuna maruz kalmak.

Takip ettikleri sadece babası, kız kardeşi ve ağabeyiydi. Hayret, 1 milyon kız takip eder demiştim ama demek ki abaza değildi adam. 

Hesaba bak, niye kızlara yazsın maşallah. 

Şuna bir DM atayım. 

İki taciz edeyim diye girdim mesajlara. 

"Merhaba, geniş omuzlu davar bey." 

-Hiiiii! Kız mesaj mı attın? " diyen Deniz eli ağzında, hayretle bana bakıyordu. Gelen bildirim sesiyle ekrana döndük.

Allah'ım! Atın beni denizlere!!!

*** 

Sevin,sevilin. ❤️❤️❤️

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

THB- 0.1.2: "BU KIZ"

THB- 0.7: "KABUSUN TOZLARI"

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler